Hanefi Mezhebine gore, Cemaatle namaz kılınırken Hanefi mezhebine göre cemaat hiç bir rekatta fatiha ve zammı sure okumaz. Yalnızca imam okur.
Dun hadislerle tespit edilenlere gore de, imam susarken, Fatiha okunur seklinde bir sonuc cikarmistik. Asagida konuya aciklik getirildi.
Hanefi mezhebine göre imam aşikare okuduğu zaman cemaat Kur`anı dinler ve susar. Bu İmamı Azam ile İmam Ebû Yusuf`a göredir. Bu iki zata göre, aşikare okunan namazlarda cemaatın okuması tahrimen (harama yakın) mekruh olduğu gibi, gizli okunan namazlarda da cemaatın okuması böylece mekruhtur. İmam cemaate öncülük etmektedir. Bunun için imamın okuması, cemaatın da okuması demektir. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur: Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce, İkâme, 13) Fakat İmam Muhammed, gizlice kıraat yapılan namazlarda cemaatın da kıraat yapmasını caiz görmüştür.
"Kur`ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız" (el-A`râf, 7/204). Ahmed b. Hanbel, bilginlerin, bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir. Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir. Birinci sabah, akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir. Susma ise, açık veya gizli okunsun. Bütün namazları kapsamına alır Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri, sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur. Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur.
Hz. Peygamber bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi`sme Rabbike la`lâ" suresini okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber: "Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkasa ettiğinizi sandım" (Müslim, Salât, 48) buyurdu. Bu hadis, gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder. Sessiz kılman namazda böyle olunca, sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur.
Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükû`da yetişen kimse o rek`ate yetişmiş sayılır. Böylece, cemaatin kıraati, cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî, a.g.e., l, 110 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., l, 648)
Şafii Mezhebi`ne göre, imama uyan, hem açık, hem de gizli okuyuşlu bütün namazlarda Fatiha okumak zorundadır. Fatiha Suresi, bütün rekatlarda okunur. Şafiilere göre, besmele de Fatiha Suresi`nin bir ayeti olduğu için, Fatiha okumaya besmeleyle başlamak zorunludur.İmama uyan, gizli okuyuşlu namazlarda, hem Fatiha`yı, hem de zamm-ı sureyi içinden okur. Açık okuyuşlu namazlarda ise, imam Fatiha`yı okuyunca biraz durur, bu sırada imama uyanlar yalnızca Fatiha`yı içinden okumakla yetinirler. Bu görüşün dayanağı, `Fatiha`yı okumayanın namazı olmaz` (Tirmizi, mevakit, 69; Darimi, salat, 36). Yani Imam okurken, dinlenir. O susunca hemen fatiha okunur. Bu gorus dunki zikredilen Hadis ilede uyumludur. (“Imam kendisine uyulmak icin one gecirilmistir, binaenaleyh o tekbir aldigi zaman sizde alin, o okudugu zaman siz susun…”)
Sonuc: Imam okurken, susulur. Hanefiyi taklit edenler, susmaya devam eder.Namaz da Subhaneke haricinde bir sure okumaz.
Safiyi taklit edenler ise Fatihayi Imam sesli okuduktan hemen sonra okur ve susar. Imam sessiz okurken, Fatiha ve sureyi okur. Boylelikle her rekatda Fatiha okumayi garantiler.
Dubai Türk Cemiyeti
30 Temmuz 2013 Salı
İmam'ın arkasında namaz kılarken nasıl yapmalı?
FATIHA SURESI TEFSIRI
FATIHA
TEFSIRI
Kur’an hidayet kitabidir. Allah’a inanan birinin bu kitabi
yanlizca Hidayet aramak icin kullanmasi gerektigi bildirilmistir. Baska amac
ile Kur’an okuyanlar aradiklarini bulabileceklerdir ama Hidayet degil!
Dunyada felsefecilerin sayisi kadar yol bulunmaktadir,
belkide daha fazla. Her yol kendi dogrularini ve yanlislarini icerir. Bu kadar
muglak olan bir dunyada Kur’an sundugu tek dogru olan yol ile, celiskisiz ve
butunlesik bir hayat nizaminin nasil olacagini bize gostermektedir.
Ona kitabin fatihasi denir, yani baslangici demektir.
Namazlarda okuma onunla baslar. Fatiha namazin sartidir, kur’an in ozetidir.
Ibn Abbas ona: Kur’anin temeli dedigini ve Bismillahirrahmanirrahim’in de temel
oldugunu rivayet etmistir. Yahya bin Ebi Kesr de ona: Her seye yeten, demistir.
Cunki o, digerlerinin yerini tutarda baskalari onun yerini tutamaz.
Ibn Abbas surenin Mekke’de indigini soylemistir. Ebu Hureyre,
Ata bin Yesar da Medine’de indigini soylemistir. Ebulleys Semerkandi, yarisinin
Mekke’de, yarisinin da Medine’de indigini nakletmislerdir. Yani tam olarak
nerede indigi konusunda ihtilaf olmustur.
Ebu Said bin el-Mualla’in Hz. Peygamberden bildirdigine gore,
o Kur’andaki en buyuk suredir, 7 ayettir ve Kur’ani Azim’dir. Tevrat’da,
Incil’de, Kur’an da misli bulunmayan bir suredir.
Muslumanlar her namazda onu okurlar. Ebu Hanife Fatiha okumak
sart degildir, Kur’andan ne okursa namaz caiz olur, derler. Delilide:
“Kur’an’dan kolayiniza geleni okuyun” ayetidir. Ebu Hureyre’den rivayet edilen
hadis ile Peygamberimiz : “Namaza kalktigin zaman tekbir al, sonra Kur’an dan
bildigin bir yer oku” demistir; fatihayi veya baska birini tayin
etmemistir.
Malik, Safii, Hanbel ise fatiha’nin namazda okunmasi sartini
ileri surmustur. Delilleri ise hadistir:”Kim bir namaz kilar da onda fatiha
okumazsa eksiktir.” Ubade bin Samit’ten rivayet edilen hadis ilede: “Fatiha
okumayanin namazi yoktur” denmistir. Yine bu konuda da ihtilaf olmakla beraber,
uygun olan her namazda okunmasidir denilmistir.
Onun namaz sirasinda okunmasi da soyledir. Ebu Musa’l
Esari’den sahih hadis ile soyle rivayet edilmistir: “Imam kendisine uyulmak
icin one gecirilmistir, binaenaleyh o tekbir aldigi zaman sizde alin, o okudugu
zaman siz susun...”
Safii nin eski gorusude budur ve Ahmed bin Hanbel’in de boyle
bir rivayeti vardir.
Fatiha bunun haricinde yatarken de okunur. Enes RA’dan:
“Yanini yataga koydugun zaman Fatiha ve Kulhuvallahu ahad surelerini oku, o
zaman olum haric herseyden emin olursun.” denmistir.
Fatiha Suresi nin ayetleri su sekildedir.
1. Bismisllahirrahmanirrahim.
2. Hamd alemlerin Rabbine mahsustur.
3. Rahman ve Rahim olan
4. Ceza gununun hakimidir.
5. Yanliz sana ibadet eder ve yanliz senden
yardim dileriz
6. Bizi dogru yola hidayet et.
7. Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba
ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil.
Ilk olarak Euzu ile baslanir. Buna istiaze yani siginma denir. Euzu, agzi ondan cikan bos ve kotu
laflardan temizler. Allah kelami okumaya hazirliktir. Allah’tan yardim
istemedir.O’nun kudretini ve kulun ise o acik dusmana karsi zayifligini itiraf
etmektir. O oyle acik bir dusmandir ki, onu ancak yaratan Allah def eder.
Yuzune gulmek, idare etmek ona sokmez. Insan dusmani ise oyle degildir. Allah
soyle buyumustur: “Sen affi tut, iyiligi emret ve cahillerden yuz cevir. Eger
seytandan bir fit gelip seni durterse, Allah’a sigin. Suphesiz O isiten ve
bilendir” (Araf:199) Insan dusmanina iyilikle karsilik verilir ise, arada sicak
bir dostluk olmasi beklenir.
Euzubismillahimines seytanir recim’in manasi; Kovulmus
seytanin dinime veya dunyama zarar vermesinden veya beni emrettigi bir seyi
yapmaktan cevirmesinden veya men ettigi bir seyi yapmaya kiskirtmasindan
Allah’in zatina siginirim, demektir. Allah insan seytanini alttan alip iyilikle
idare etmeyi, cin seytanindan ise
Allah’a siginmayi emretmektedir. Cunki ona rusvet islemez, ona iyilik kar
etmez.
1. Bismisllahirrahmanirrahim.
Ibn Abbas diyorki: “O, Allah’in isimlerinden bir isimdir.”
Besmele her ise ve soze baslarken soylenmesi mustehabtir
(onerilen, sevilen seydir). Boylelikle o is Allah’in rizasina uygun bir is
degil ise, bu isten korunulmus olunmasi gerekmektedir. Haram bir ise Besmele
ile baslamak uygun olmaz. Helaya bile
girilirken soylenebilir. Abdest’e baslarken soylenmesi zorunludur. Seytan’a
lanet edildiginde seytan buyur, Besmele cekildiginde ise kuculur. Basa kotu bir
sey geldiginde de sovmek yerine Bismillah cekilmesi uygundur. Hayvan
keserkende, yemek yerken, cocuk yaparken de besmele cekmek gerekir.
Ibn Abbas rivayetinde “Biriniz ailesine yaklasirda bismillah,
Allah’im bizi seytandan ve seytani da bize nasip edecegin evladimizdan
uzaklastir, der de evlatlari olmak mukadder ise, seytan ona ebediyyen zarar
veremez” der.
Ibn Abbas’tan rivayetle “Cebrail ona, Ya Muhammed, bismillah
de, kalkarken ve otururken Allah’in adini an” dedi.
2.
Elhamdu lillahi rabbil alemin (Hamd alemlerin Rabbine
mahsustur)
Ebu Cafer bin Cerir soyle demistir:”Elhamdu lillahi’nin manasi
katisiksiz sukur Allah’a mahsustur, diger ibadet edilenlere ve yarattiklarina
degil. Cunki kullarina sayisiz nimetler vermistir. Onlarin miktarini
kendisinden baskasi bilmez. Dunyada onlara genis rizik ihsan etmistir. Onlari
hic hak etmedikleri halde bol gida ile beslemistir. Arkasindan da ebedi nimet
yurtlari cennetlerde sonsuza kadar yasamlari icin cesitli sebepler halk
etmistir. Tum bunlardan dolayi onunde sonunda hamd rabbimize mahsustur”.
Ibn Cerir RA soyle demistir:” Elhamdu lillah Allah’in kendi
kendini ovmesidir. Icinde de kendini ovmeleri icin kullarina emir vardir.”
Ibn Abbas soyle demistir: Elhamdu lillah Allah’a sukretmek,
O’na teslim olmak;nimetini, hidayetini, yaratmasini ve baska seylerini itiraf
etmektir.
“Rabbil Alemin” nin manasi Ibn Abbas’a gore: “O goklerin,
yerin ve arasinda bulununan insan ve cinler dahil herseyin Rabbi’dir.”
Alemlerin Rabbi derken, Vehb bin Munebbih “On sekiz bin alem di,dunya da
onlardan bir alemdir, demistir.” Bahsi gecen “alemlerin” tam ne oldugu tespit
edilememistir. Kuantum teorisinde anlatilan birbirine paralel olan alemlerde
olabilir. Insan, cin, hayvanlarin cins ve irklarida olabilir. Ahiret Alemi,
Ruya alemi gibi siniflandirilmalar icinde bulunan alemlerde olabilir.
3. Errahmanirrahim
(Rahman ve Rahim olan)
Kurtubi soyle demistir. “Alemlerin Rabbi” sozunden sonra
rahman, rahimle nitelemesi, korkuttuktan sonra tesvik etmek icindir. Allah tum
kullarina “rahman” sifati ile koruyup, kollarken, “rahim” sifatiylada muminleri
ozel olarak nimetlendirmektedir. Ebu Hureyre’den Sahih Muslimde soyle
zikredilmistir:” Eger mumin Allah katinda ne gibi azap oldugunu bilse idi,
kimse cennetini umit etmezdi. Eger kafir de Allah katinda ne kadar rahmet
oldugunu bilse idi kimse rahmetinden umit kesmezdi.”
4. Maliki
Yevmiddin (Ceza gununun hakimidir.)
Ibn Abbas’tan soyle rivayet edilmistir: “O gun onun yaninda kimse dunya krallari gibi hukum
verme yetkisine sahip degildir. Ve soyle demistir: Ceza gunu ve halkin hesap
gunu kiyamet gunudur. Onlari amellerine gore cezalandirir; hayirsa hayir, serse
ser. Ancak affettikleri harictir.”
Din ceza ve hesaptir, nitekim Allah soyle buyurmustur:”O gun
Allah onlara gercek cezalarini verecektir”
Hadiste soyle denilmistir: “Akilli kimse kendini hesaba ceker
ve olumden oncesi icin calisir. Yani kendisi icin nefsini hesaba ceker.”
Hz Omer’de soyle demistir: “Hesaba cekilmeden once kendinizi
hesaba cekin. Tartilmadan once amellerinizi tartin. En kucuk amelinizi bile
Allah’a arz edilmek icin hazirlanin.”
“O gun Allah’a arz olunursunuz, sizden hicbir sey gizli
kalmaz.”
Insanin kendini genel olarak hesaba cekebilir:
· Namazi ne kadar
zamaninda, husu ile, cemaat ile makbul bir namaz olarak kilabiliyormuyum?
· Zekatini ve sadakasini
fazlasiyla zamaninda verebiliyormum?
· Allah’i ne kadar
siklikla aniyorum?
· Islerine baslamadan
once Allah rizasini ariyormuyum?
· Her zaman islerini
dogru olarak mi yapiyor? Yalandan uzak kaliyormuyum?
· Bela isabet edince, ona
karsi sukut icinde mi kaliyorum yoksa veryansin mi ediyorum?
· Ilm ogrenme
pesindemiyim? Vaktini nasil degerlendiriyorum?
· Helal’i haram, haram’i
helal mi yapiyormuyum? Isledigim bir hatadan hemen donus yapabiliyor muyum?
Kazancim nereden, helal yollardan mi? Harcadiklarim nereye? Helal yollarami?
Israf ediyormuyum?
· Iyiligi emredip, kotulukten
men edebiliyor muyum?
Daha sonra insan kendini yatmadan once gunluk olarak kontrol
etmesi cok iyi olur.
5. Iyyakena’budu
ve iyyake nestein (Yanliz sana ibadet eder ve yanliz senden yardim dileriz.)
Yani, ancak sana ibadet eder ve yanliz sana guveniriz,
demektir ki buda itaatin son derecesidir. Butun din bu iki manaya doner. Yanliz
sana ibadet eder diyerek, sirkten uzaklasir. Yanliz senden isteriz diyerek de
guc ve kuvvetden uzaklasip, isi aziz ve celil Allah’a havale etmeyi dile
getirir.
Ibn Abbas’dan soyle rivayet edilmistir:”Yanliz seni birler ve
yanliz senden korkariz. Ey rabbimiz senden baskasina umut baglamayiz. Yanliz
senden yardim isteriz. Taatine ve butun islere karsi yardim isteriz.”
Ibadet insana seref kazandiran yuksek bir makamdir.Cunki
insani Allah huzuruna cikarir. Namaz kilan Allah icin namaz kiliyorum demeli
ayrica bundan gelecek olan sevabida gozetmelidir.
Sirk kosmak genis bir kavramdir. Kisaca Allah’in yerine baskalarini koymak
diyebiliriz. Bunlarin icinde baslica:
· Allah’tan baskalarinin
emir ve yasaklarini, Allah’in emir yasaklarina tercih etmek.
· Sefaatcilar edinip,
onlari Allah’a yaklastiran aracilar oldugunu iddia ederek, onlardan istemek.
(Mursit, New Age’de bahsedilen Evren’den istemek)
· Allah’tan baskasina
ibadet etmek. (Baskasinin onunde egilmek, ve ona ovguler sunup, ondan
dileklerde bulunmak.)
· Insanin nefsini ilah
edinmesi(Insanin Allah’a degil, nefsine kul olmasi.)
6. Ihdinas
siratal mustakim (Bizi dogru yola hidayet et)
Daha once Allah ovuldugu icin arkasindan bir sey istemek
munasip olmustur. Nitekim, Allah Fatiha icin “Yarisi benim, yarisi kulumun dur.
Kuluma da istedigi vardir.” buyurmustur.
Isteyen kimsenin gosterecegi en iyi durum budur;istenen
kimseyi ovmek, arkasindan kendinin ve mumin kardeslerinin ihtiyacini dile
getirmektir; o da: Bizi dogru yola ilet cumlesidir. Boyle yaparsa ihtiyaci daha
iyi gorulmus ve dilegine cevap verilmis olur.
Hidayet burada dogru yolu gostermek ve yardim etmektir. Buda
bize ilham et veya bizi muvaffak kil veya bize ver manalarini icermektedir.
Dogru yolun ne olduguna gelince Imam Ebu Cafer bin Cerir soyle
demistir: Butun tefsirciler dogru yolun acik olan, egri olmayan yol oldugunda
birlesmislerdir. Sonra mufessirler dogru yolu cesitli seylerle aciklamislardir
ki hepside Allah ve resulune tabii olmayi soylerler.
Hz Ali RA’dan
Resullallah: “Dogru yol Allah’in kitabidir.”
Nevvas bin Sem’an dan Resullallah:”Allah dogru yolu yola
misali getirdi:O yolun iki yaninda surlar vardir.Onlarda da acik kapilar
vardir.Kapilarin uzerinde indirilmis perdeler vardir.Siratin kapisinda da bir
davetci vardir.Ey insanlar, hep birlikte yola girin, egrilmeyin, der. Bir
davetci daha vardir, o da siratin ustunden davet eder.Bir insan o kapilardan
birini acmak istedigi zaman: Sakin, onu acma; eger onu acarsan icine dusersin
der.Iste o yol Islam’dir. Surlar Allah’in koydugu hudutlardir. Acik kapilar
Allah’in haramlaridir. Yolun basindaki o davetci Allah’in kitabidir. Yolun
ustundeki davetci de her muslumanin kalbindeki vicdan dir”
7. Siratellezine en amte aleyhim Gayril magdubi
aleyhim, Veladdallin. Amin. (Nimet verdiklerinin
yoluna; gazaba ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil. Amin)
Nimet verdiklerinin yoluna ile Nisa suresinde gecen
peygamberler, siddiklar, sehitler, ve iyi kimselerin yoluna hidayet et
denilmektedir. Kim Allah’a ve Resulune itaat ederse, iste onlar Allah’in
kendilerine nimet verdigi kimselerle beraberdir.
Gazabina ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil ile de Yahudi
ve Hristiyanlar kastedilmistir. Yahudiler ameli kaybettiler.Hristiyan larda
ilmi kaybettiler. Bunun icindirki gazap Yahudilere, sapiklikta Hristiyanlara
mustahak olmustur. Hristiyanlar birseyler yapmak istediler ancak yolunu
bulamadilar. Cunki onlar eve kapidan girmediler.
“Allah’ kimi saptirir ise onun icin hidayet yoktur. Onlari
taskinliklari icinde birakir ve bocalayip dururlar”
Boylece, hidayete erdirenin de saptiranin da Allah oldugunu
anlamaktayiz. Allah’in saptirmasida kalplerinde hastalik olanlar icindir.
Kur’an da yer alan mutesabih ayetlerde boyleleri icindir. Onlari istedikleri
gibi yorumlayip, sapitirlar. Kalpleri bozuk olan digerleride onlara uyarlar.
“Kalplerinde sapiklik olanlar ise onun mutesabbihlerine tabi
olurlar.”
Fatiha okuyanin arkasindan “Amin”denmesi mustehaptir. Manasida
“Allah’im kabul et, demektir”
Cemmatle namaz kilarken, hafif bir sesle, uzatarak
soylenilmesi gerektigi hadisle tespit edilmistir.
Fatiha aciklandigi gibi Kur’anin ozudur. Kisaca bize hayat
amacimizi ve onu nasil yasamamiz gerektigini söyler:
· Her
isimize kavulmus seytantan uzaklasip, Besmele ile baslamayi ogutler. O isin
Allah’in rizasina uygun degilse, terkedilmesini hatirlatir. Boyle yapan insan
haramlara dusmekten kurtulmus olur.
· Allah’a
sukretmemimizi, onun nimetlerini hatirlamamizi saglar. Insan’in hayat amaci,
Rabbi’nin buyuklugunu anlamak, saygiyla onunde egilmek, ona buyuklugunden
dolayi kulluk yapip, sukretmektir. Fatiha, sukredip, Allah’i bilip onu
yuceltmemizin hayat amacimiz oldugunu hatirlatir.
· Insan’in
yaptiklarinin hesabini verecegini, onun icinde hergun kendisini sorguya cekmesi
gerektigini, cunki her yaptigindan sorulacagini Din gununu hatirlatir.
· Tek
ilah’in Allah oldugunu, ona dayanip guvenilerek, yanlizca ona yonenilmesi
gerektigini bildirir. Diger her tabii olunani tagut (şeytanı, putları,
sihirbazları, kâhinleri, insanları günaha, isyana sevk edenleri) sayar.
· Dogru
yolun dumduz oldugunu, onunda Kur’an yolu oldugunu soyler. Insanin basamaklar
cikip yucelmesi ile degil, Kur’anin emirlerini yerine getirip, Allah’in
rizasini kazanmasi gerektigi soyler.
· Bize
yoldan cikanlar olarak Yahudi ve Hristiyanlari ornek gosterir. Bunlarin nasil
ve neler yaparak yoldan ciktiklarini akletmemizi ve bu hatalari tekrarlamamizi
salik verir. Kur’an ayrica bize Ali-Imran
ve bakara sureleri ilede bizlere Kitap-Ehlinin yaptigi hatalari bildirir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)