30 Temmuz 2013 Salı

İmam'ın arkasında namaz kılarken nasıl yapmalı?

Hanefi Mezhebine gore, Cemaatle namaz kılınırken Hanefi mezhebine göre cemaat hiç bir rekatta fatiha ve zammı sure okumaz. Yalnızca imam okur.
Dun hadislerle tespit edilenlere gore de, imam susarken, Fatiha okunur seklinde bir sonuc cikarmistik. Asagida konuya aciklik getirildi.

Hanefi mezhebine göre imam aşikare okuduğu zaman cemaat Kur`anı dinler ve susar. Bu İmamı Azam ile İmam Ebû Yusuf`a göredir. Bu iki zata göre, aşikare okunan namazlarda cemaatın okuması tahrimen (harama yakın) mekruh olduğu gibi, gizli okunan namazlarda da cemaatın okuması böylece mekruhtur. İmam cemaate öncülük etmektedir. Bunun için imamın okuması, cemaatın da okuması demektir. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur: Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce, İkâme, 13) Fakat İmam Muhammed, gizlice kıraat yapılan namazlarda cemaatın da kıraat yapmasını caiz görmüştür.
"Kur`ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız" (el-A`râf, 7/204). Ahmed b. Hanbel, bilginlerin, bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir. Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir. Birinci sabah, akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir. Susma ise, açık veya gizli okunsun. Bütün namazları kapsamına alır Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri, sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur. Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur.
Hz. Peygamber bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi`sme Rabbike la`lâ" suresini okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber: "Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkasa ettiğinizi sandım" (Müslim, Salât, 48) buyurdu. Bu hadis, gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder. Sessiz kılman namazda böyle olunca, sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur.
Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükû`da yetişen kimse o rek`ate yetişmiş sayılır. Böylece, cemaatin kıraati, cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî, a.g.e., l, 110 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., l, 648)

Şafii Mezhebi`ne göre, imama uyan, hem açık, hem de gizli okuyuşlu bütün namazlarda Fatiha okumak zorundadır. Fatiha Suresi, bütün rekatlarda okunur. Şafiilere göre, besmele de Fatiha Suresi`nin bir ayeti olduğu için, Fatiha okumaya besmeleyle başlamak zorunludur.İmama uyan, gizli okuyuşlu namazlarda, hem Fatiha`yı, hem de zamm-ı sureyi içinden okur. Açık okuyuşlu namazlarda ise, imam Fatiha`yı okuyunca biraz durur, bu sırada imama uyanlar yalnızca Fatiha`yı içinden okumakla yetinirler. Bu görüşün dayanağı, `Fatiha`yı okumayanın namazı olmaz` (Tirmizi, mevakit, 69; Darimi, salat, 36). Yani Imam okurken, dinlenir. O susunca hemen fatiha okunur. Bu gorus dunki zikredilen Hadis ilede uyumludur. (“Imam kendisine uyulmak icin one gecirilmistir, binaenaleyh o tekbir aldigi zaman sizde alin, o okudugu zaman siz susun…”)


Sonuc: Imam okurken, susulur. Hanefiyi taklit edenler, susmaya devam eder.Namaz da Subhaneke haricinde bir sure okumaz.
Safiyi taklit edenler ise Fatihayi Imam sesli okuduktan hemen sonra okur ve susar. Imam sessiz okurken, Fatiha ve sureyi okur. Boylelikle her rekatda Fatiha okumayi garantiler. 

FATIHA SURESI TEFSIRI

FATIHA TEFSIRI

Kur’an hidayet kitabidir. Allah’a inanan birinin bu kitabi yanlizca Hidayet aramak icin kullanmasi gerektigi bildirilmistir. Baska amac ile Kur’an okuyanlar aradiklarini bulabileceklerdir ama Hidayet degil!
 Dunyada felsefecilerin sayisi kadar yol bulunmaktadir, belkide daha fazla. Her yol kendi dogrularini ve yanlislarini icerir. Bu kadar muglak olan bir dunyada Kur’an sundugu tek dogru olan yol ile, celiskisiz ve butunlesik bir hayat nizaminin nasil olacagini bize gostermektedir.

Ona kitabin fatihasi denir, yani baslangici demektir. Namazlarda okuma onunla baslar. Fatiha namazin sartidir, kur’an in ozetidir. Ibn Abbas ona: Kur’anin temeli dedigini ve Bismillahirrahmanirrahim’in de temel oldugunu rivayet etmistir. Yahya bin Ebi Kesr de ona: Her seye yeten, demistir. Cunki o, digerlerinin yerini tutarda baskalari onun yerini tutamaz.

Ibn Abbas surenin Mekke’de indigini soylemistir. Ebu Hureyre, Ata bin Yesar da Medine’de indigini soylemistir. Ebulleys Semerkandi, yarisinin Mekke’de, yarisinin da Medine’de indigini nakletmislerdir. Yani tam olarak nerede indigi konusunda ihtilaf olmustur.

Ebu Said bin el-Mualla’in Hz. Peygamberden bildirdigine gore, o Kur’andaki en buyuk suredir, 7 ayettir ve Kur’ani Azim’dir. Tevrat’da, Incil’de, Kur’an da misli bulunmayan bir suredir.

Muslumanlar her namazda onu okurlar. Ebu Hanife Fatiha okumak sart degildir, Kur’andan ne okursa namaz caiz olur, derler. Delilide: “Kur’an’dan kolayiniza geleni okuyun” ayetidir. Ebu Hureyre’den rivayet edilen hadis ile Peygamberimiz : “Namaza kalktigin zaman tekbir al, sonra Kur’an dan bildigin bir yer oku” demistir; fatihayi veya baska birini tayin etmemistir. 
Malik, Safii, Hanbel ise fatiha’nin namazda okunmasi sartini ileri surmustur. Delilleri ise hadistir:”Kim bir namaz kilar da onda fatiha okumazsa eksiktir.” Ubade bin Samit’ten rivayet edilen hadis ilede: “Fatiha okumayanin namazi yoktur” denmistir. Yine bu konuda da ihtilaf olmakla beraber, uygun olan her namazda okunmasidir denilmistir.

Onun namaz sirasinda okunmasi da soyledir. Ebu Musa’l Esari’den sahih hadis ile soyle rivayet edilmistir: “Imam kendisine uyulmak icin one gecirilmistir, binaenaleyh o tekbir aldigi zaman sizde alin, o okudugu zaman siz susun...”
Safii nin eski gorusude budur ve Ahmed bin Hanbel’in de boyle bir rivayeti vardir.

Fatiha bunun haricinde yatarken de okunur. Enes RA’dan: “Yanini yataga koydugun zaman Fatiha ve Kulhuvallahu ahad surelerini oku, o zaman olum haric herseyden emin olursun.” denmistir.


Fatiha Suresi nin ayetleri su sekildedir.
1.     Bismisllahirrahmanirrahim.
2.     Hamd alemlerin Rabbine mahsustur.
3.     Rahman ve Rahim olan
4.     Ceza gununun hakimidir.
5.     Yanliz sana ibadet eder ve yanliz senden yardim dileriz
6.     Bizi dogru yola hidayet et.
7.     Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil.


Ilk olarak Euzu ile baslanir. Buna istiaze yani siginma denir. Euzu, agzi ondan cikan bos ve kotu laflardan temizler. Allah kelami okumaya hazirliktir. Allah’tan yardim istemedir.O’nun kudretini ve kulun ise o acik dusmana karsi zayifligini itiraf etmektir. O oyle acik bir dusmandir ki, onu ancak yaratan Allah def eder. Yuzune gulmek, idare etmek ona sokmez. Insan dusmani ise oyle degildir. Allah soyle buyumustur: “Sen affi tut, iyiligi emret ve cahillerden yuz cevir. Eger seytandan bir fit gelip seni durterse, Allah’a sigin. Suphesiz O isiten ve bilendir” (Araf:199) Insan dusmanina iyilikle karsilik verilir ise, arada sicak bir dostluk olmasi beklenir.
Euzubismillahimines seytanir recim’in manasi; Kovulmus seytanin dinime veya dunyama zarar vermesinden veya beni emrettigi bir seyi yapmaktan cevirmesinden veya men ettigi bir seyi yapmaya kiskirtmasindan Allah’in zatina siginirim, demektir. Allah insan seytanini alttan alip iyilikle idare etmeyi,  cin seytanindan ise Allah’a siginmayi emretmektedir. Cunki ona rusvet islemez, ona iyilik kar etmez.


1.    Bismisllahirrahmanirrahim.
Ibn Abbas diyorki: “O, Allah’in isimlerinden bir isimdir.”
Besmele her ise ve soze baslarken soylenmesi mustehabtir (onerilen, sevilen seydir). Boylelikle o is Allah’in rizasina uygun bir is degil ise, bu isten korunulmus olunmasi gerekmektedir. Haram bir ise Besmele ile baslamak uygun olmaz.  Helaya bile girilirken soylenebilir. Abdest’e baslarken soylenmesi zorunludur. Seytan’a lanet edildiginde seytan buyur, Besmele cekildiginde ise kuculur. Basa kotu bir sey geldiginde de sovmek yerine Bismillah cekilmesi uygundur. Hayvan keserkende, yemek yerken, cocuk yaparken de besmele cekmek gerekir.
Ibn Abbas rivayetinde “Biriniz ailesine yaklasirda bismillah, Allah’im bizi seytandan ve seytani da bize nasip edecegin evladimizdan uzaklastir, der de evlatlari olmak mukadder ise, seytan ona ebediyyen zarar veremez” der.

Ibn Abbas’tan rivayetle “Cebrail ona, Ya Muhammed, bismillah de, kalkarken ve otururken Allah’in adini an” dedi.


2. Elhamdu lillahi rabbil alemin (Hamd alemlerin Rabbine mahsustur)

Ebu Cafer bin Cerir soyle demistir:”Elhamdu lillahi’nin manasi katisiksiz sukur Allah’a mahsustur, diger ibadet edilenlere ve yarattiklarina degil. Cunki kullarina sayisiz nimetler vermistir. Onlarin miktarini kendisinden baskasi bilmez. Dunyada onlara genis rizik ihsan etmistir. Onlari hic hak etmedikleri halde bol gida ile beslemistir. Arkasindan da ebedi nimet yurtlari cennetlerde sonsuza kadar yasamlari icin cesitli sebepler halk etmistir. Tum bunlardan dolayi onunde sonunda hamd rabbimize mahsustur”.

Ibn Cerir RA soyle demistir:” Elhamdu lillah Allah’in kendi kendini ovmesidir. Icinde de kendini ovmeleri icin kullarina emir vardir.”

Ibn Abbas soyle demistir: Elhamdu lillah Allah’a sukretmek, O’na teslim olmak;nimetini, hidayetini, yaratmasini ve baska seylerini itiraf etmektir.
“Rabbil Alemin” nin manasi Ibn Abbas’a gore: “O goklerin, yerin ve arasinda bulununan insan ve cinler dahil herseyin Rabbi’dir.” Alemlerin Rabbi derken, Vehb bin Munebbih “On sekiz bin alem di,dunya da onlardan bir alemdir, demistir.” Bahsi gecen “alemlerin” tam ne oldugu tespit edilememistir. Kuantum teorisinde anlatilan birbirine paralel olan alemlerde olabilir. Insan, cin, hayvanlarin cins ve irklarida olabilir. Ahiret Alemi, Ruya alemi gibi siniflandirilmalar icinde bulunan alemlerde olabilir.

3.    Errahmanirrahim (Rahman ve Rahim olan)

Kurtubi soyle demistir. “Alemlerin Rabbi” sozunden sonra rahman, rahimle nitelemesi, korkuttuktan sonra tesvik etmek icindir. Allah tum kullarina “rahman” sifati ile koruyup, kollarken, “rahim” sifatiylada muminleri ozel olarak nimetlendirmektedir. Ebu Hureyre’den Sahih Muslimde soyle zikredilmistir:” Eger mumin Allah katinda ne gibi azap oldugunu bilse idi, kimse cennetini umit etmezdi. Eger kafir de Allah katinda ne kadar rahmet oldugunu bilse idi kimse rahmetinden umit kesmezdi.”


4.    Maliki Yevmiddin (Ceza gununun hakimidir.)

Ibn Abbas’tan soyle rivayet edilmistir: “O gun  onun yaninda kimse dunya krallari gibi hukum verme yetkisine sahip degildir. Ve soyle demistir: Ceza gunu ve halkin hesap gunu kiyamet gunudur. Onlari amellerine gore cezalandirir; hayirsa hayir, serse ser. Ancak affettikleri harictir.”
Din ceza ve hesaptir, nitekim Allah soyle buyurmustur:”O gun Allah onlara gercek cezalarini verecektir”
Hadiste soyle denilmistir: “Akilli kimse kendini hesaba ceker ve olumden oncesi icin calisir. Yani kendisi icin nefsini hesaba ceker.”
Hz Omer’de soyle demistir: “Hesaba cekilmeden once kendinizi hesaba cekin. Tartilmadan once amellerinizi tartin. En kucuk amelinizi bile Allah’a arz edilmek icin hazirlanin.”
“O gun Allah’a arz olunursunuz, sizden hicbir sey gizli kalmaz.”

Insanin kendini genel olarak hesaba cekebilir:
·      Namazi ne kadar zamaninda, husu ile, cemaat ile makbul bir namaz olarak kilabiliyormuyum?
·      Zekatini ve sadakasini fazlasiyla zamaninda verebiliyormum?
·      Allah’i ne kadar siklikla aniyorum?
·      Islerine baslamadan once Allah rizasini ariyormuyum?
·      Her zaman islerini dogru olarak mi yapiyor? Yalandan uzak kaliyormuyum?
·      Bela isabet edince, ona karsi sukut icinde mi kaliyorum yoksa veryansin mi ediyorum?
·      Ilm ogrenme pesindemiyim? Vaktini nasil degerlendiriyorum?
·      Helal’i haram, haram’i helal mi yapiyormuyum? Isledigim bir hatadan hemen donus yapabiliyor muyum? Kazancim nereden, helal yollardan mi? Harcadiklarim nereye? Helal yollarami? Israf ediyormuyum?
·      Iyiligi emredip, kotulukten men edebiliyor muyum?

Daha sonra insan kendini yatmadan once gunluk olarak kontrol etmesi cok iyi olur.

5.    Iyyakena’budu ve iyyake nestein (Yanliz sana ibadet eder ve yanliz senden yardim dileriz.)

Yani, ancak sana ibadet eder ve yanliz sana guveniriz, demektir ki buda itaatin son derecesidir. Butun din bu iki manaya doner. Yanliz sana ibadet eder diyerek, sirkten uzaklasir. Yanliz senden isteriz diyerek de guc ve kuvvetden uzaklasip, isi aziz ve celil Allah’a havale etmeyi dile getirir.

Ibn Abbas’dan soyle rivayet edilmistir:”Yanliz seni birler ve yanliz senden korkariz. Ey rabbimiz senden baskasina umut baglamayiz. Yanliz senden yardim isteriz. Taatine ve butun islere karsi yardim isteriz.”

Ibadet insana seref kazandiran yuksek bir makamdir.Cunki insani Allah huzuruna cikarir. Namaz kilan Allah icin namaz kiliyorum demeli ayrica bundan gelecek olan sevabida gozetmelidir.

Sirk kosmak genis bir kavramdir.  Kisaca Allah’in yerine baskalarini koymak diyebiliriz. Bunlarin icinde baslica:
·      Allah’tan baskalarinin emir ve yasaklarini, Allah’in emir yasaklarina tercih etmek.
·      Sefaatcilar edinip, onlari Allah’a yaklastiran aracilar oldugunu iddia ederek, onlardan istemek. (Mursit, New Age’de bahsedilen Evren’den istemek)
·      Allah’tan baskasina ibadet etmek. (Baskasinin onunde egilmek, ve ona ovguler sunup, ondan dileklerde bulunmak.)
·      Insanin nefsini ilah edinmesi(Insanin Allah’a degil, nefsine kul olmasi.)


6.    Ihdinas siratal mustakim (Bizi dogru yola hidayet et)

Daha once Allah ovuldugu icin arkasindan bir sey istemek munasip olmustur. Nitekim, Allah Fatiha icin “Yarisi benim, yarisi kulumun dur. Kuluma da istedigi vardir.” buyurmustur.
Isteyen kimsenin gosterecegi en iyi durum budur;istenen kimseyi ovmek, arkasindan kendinin ve mumin kardeslerinin ihtiyacini dile getirmektir; o da: Bizi dogru yola ilet cumlesidir. Boyle yaparsa ihtiyaci daha iyi gorulmus ve dilegine cevap verilmis olur.
Hidayet burada dogru yolu gostermek ve yardim etmektir. Buda bize ilham et veya bizi muvaffak kil veya bize ver manalarini icermektedir.

Dogru yolun ne olduguna gelince Imam Ebu Cafer bin Cerir soyle demistir: Butun tefsirciler dogru yolun acik olan, egri olmayan yol oldugunda birlesmislerdir. Sonra mufessirler dogru yolu cesitli seylerle aciklamislardir ki hepside Allah ve resulune tabii olmayi soylerler.

Hz Ali RA’dan Resullallah: “Dogru yol Allah’in kitabidir.”
Nevvas bin Sem’an dan Resullallah:”Allah dogru yolu yola misali getirdi:O yolun iki yaninda surlar vardir.Onlarda da acik kapilar vardir.Kapilarin uzerinde indirilmis perdeler vardir.Siratin kapisinda da bir davetci vardir.Ey insanlar, hep birlikte yola girin, egrilmeyin, der. Bir davetci daha vardir, o da siratin ustunden davet eder.Bir insan o kapilardan birini acmak istedigi zaman: Sakin, onu acma; eger onu acarsan icine dusersin der.Iste o yol Islam’dir. Surlar Allah’in koydugu hudutlardir. Acik kapilar Allah’in haramlaridir. Yolun basindaki o davetci Allah’in kitabidir. Yolun ustundeki davetci de her muslumanin kalbindeki vicdan dir”

               
7.     Siratellezine en amte aleyhim Gayril magdubi aleyhim, Veladdallin. Amin. (Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil. Amin)

Nimet verdiklerinin yoluna ile Nisa suresinde gecen peygamberler, siddiklar, sehitler, ve iyi kimselerin yoluna hidayet et denilmektedir. Kim Allah’a ve Resulune itaat ederse, iste onlar Allah’in kendilerine nimet verdigi kimselerle beraberdir.

Gazabina ugrayanlarin ve sapiklarin yoluna degil ile de Yahudi ve Hristiyanlar kastedilmistir. Yahudiler ameli kaybettiler.Hristiyan larda ilmi kaybettiler. Bunun icindirki gazap Yahudilere, sapiklikta Hristiyanlara mustahak olmustur. Hristiyanlar birseyler yapmak istediler ancak yolunu bulamadilar. Cunki onlar eve kapidan girmediler.

“Allah’ kimi saptirir ise onun icin hidayet yoktur. Onlari taskinliklari icinde birakir ve bocalayip dururlar”
Boylece, hidayete erdirenin de saptiranin da Allah oldugunu anlamaktayiz. Allah’in saptirmasida kalplerinde hastalik olanlar icindir. Kur’an da yer alan mutesabih ayetlerde boyleleri icindir. Onlari istedikleri gibi yorumlayip, sapitirlar. Kalpleri bozuk olan digerleride onlara uyarlar.
“Kalplerinde sapiklik olanlar ise onun mutesabbihlerine tabi olurlar.”

Fatiha okuyanin arkasindan “Amin”denmesi mustehaptir. Manasida “Allah’im kabul et, demektir”
Cemmatle namaz kilarken, hafif bir sesle, uzatarak soylenilmesi gerektigi hadisle tespit edilmistir.


Fatiha aciklandigi gibi Kur’anin ozudur. Kisaca bize hayat amacimizi ve onu nasil yasamamiz gerektigini söyler:
·      Her isimize kavulmus seytantan uzaklasip, Besmele ile baslamayi ogutler. O isin Allah’in rizasina uygun degilse, terkedilmesini hatirlatir. Boyle yapan insan haramlara dusmekten kurtulmus olur.
·      Allah’a sukretmemimizi, onun nimetlerini hatirlamamizi saglar. Insan’in hayat amaci, Rabbi’nin buyuklugunu anlamak, saygiyla onunde egilmek, ona buyuklugunden dolayi kulluk yapip, sukretmektir. Fatiha, sukredip, Allah’i bilip onu yuceltmemizin hayat amacimiz oldugunu hatirlatir.
·      Insan’in yaptiklarinin hesabini verecegini, onun icinde hergun kendisini sorguya cekmesi gerektigini, cunki her yaptigindan sorulacagini Din gununu hatirlatir.
·      Tek ilah’in Allah oldugunu, ona dayanip guvenilerek, yanlizca ona yonenilmesi gerektigini bildirir. Diger her tabii olunani tagut (şeytanı, putları, sihirbazları, kâhinleri, insanları günaha, isyana sevk edenleri) sayar.
·      Dogru yolun dumduz oldugunu, onunda Kur’an yolu oldugunu soyler. Insanin basamaklar cikip yucelmesi ile degil, Kur’anin emirlerini yerine getirip, Allah’in rizasini kazanmasi gerektigi soyler.
·      Bize yoldan cikanlar olarak Yahudi ve Hristiyanlari ornek gosterir. Bunlarin nasil ve neler yaparak yoldan ciktiklarini akletmemizi ve bu hatalari tekrarlamamizi salik verir.  Kur’an ayrica bize Ali-Imran ve bakara sureleri ilede bizlere Kitap-Ehlinin yaptigi hatalari bildirir.



Mail grup adresi

Mail grubumuz  dubaiturkcemiyeti@yahoogroups.com